Sağlık

Tarihte Gebeliği Öğrenmek İçin Kullanılan İlginç Doğal Yöntemler

Evde gebelik testleri ilk kez 1970’lerin ortalarında kullanıma sunuldu. Hamilelik testlerinin ilk günleri, kadınların hamilelik durumlarını belirlemek için kan veya idrar testlerine başvurmalarının yaygın olduğu bir dönemdi. Bir zamanlar çeşitli marka ve modellerde gebelik testleri ortaya çıkmışken, günümüzde gebelik testlerinin birçok farklı seçeneği bulunmaktadır. Ancak geçmişte, özellikle Antik ve Orta Çağ’da hamileliği belirlemek için oldukça ilginç testler kullanılıyordu. İşte tarihte kullanılan gebelik testlerinin hikayesi!

soğan testi:

Eskiden gebelik testleri günümüz teknolojisine göre çok ilkel ve korkutucuydu. Mısırlılar, bilimsel olarak çok az anlam ifade eden bir dizi test geliştirdiler. Bu testlerden biri de kadınların vajinasına soğan sokmaktı.

Kadınlar soğanı ektikten sonraki gün nefeslerini kokladılar ve soğan kokusu aldıklarında hamile olmadıklarını anladılar.

Bu testin mantığı hamilelik durumunda rahmin kapanacağı ve dolayısıyla soğan kokusunun ağza ulaşmayacağı üzerine kuruluydu. Bu test, o dönem insanlarının anatomi bilgilerinin sınırlı olduğunu gösteren ilginç bir örnek olarak göze çarpıyor.

Chadwick işareti:

Gebeliğin ilk evrelerinde, özellikle altıncı ila sekizinci haftaların ortasında, rahim ağzı, iç dudaklar ve vajina, bölgedeki kan akışının artması nedeniyle koyu mavi veya mor bir renk alır.

Çekici denilebilecek bu semptomun ilk ortaya çıkışı 1863 yılında bir Fransız doktor sayesinde gerçekleşti.

Bu konu daha sonra 1886’da Amerikan Jinekoloji Derneği’nin bir toplantısında kadın doğum uzmanı James Read Chadwick tarafından tekrar gündeme getirildi ve o zamandan beri Chadwick işareti olarak anılıyor.

Buğday ve arpa testi:

Eski Mısır’da, MÖ 1350 civarında, hamilelik testleri oldukça farklıydı. Bu dönemde kadınlar hamile olup olmadıklarını anlamak için idrarlarını birkaç gün buğday ve arpa tohumlarının üzerine bırakırlardı. Buğdayın çıkması kız, arpanın çıkması erkek çocuğunun habercisi sayılırdı. Filizlenme olmaması hamilelik olmadığı anlamına geliyordu.

Bu tuhaf görünümlü testin en çarpıcı yanı, 1963 yılında bir laboratuvarda tekrar denenmesi ve hamile kadınların idrarının %70’inde tohumların filizlenmesiydi.

Kurbağa testi:

Tarif ettiğimiz gebelik testleri arasında en farklı yönteme gelelim. 1940’ların sonlarında, bilim adamları hamilelik belirtilerini araştırmak için oldukça farklı bir yönteme başvurdular.

Bu yol, hamile dişi idrarını canlı bir kurbağaya enjekte ederek geliştirilmiştir.

İdrar enjekte edildikten sonra dişi hamileyse kurbağanın 24 saat içinde yumurta üreteceğine inanılıyordu.

Gözlerdeki değişiklikler:

16. yüzyıl tıp dünyasının değerli isimlerinden Jacques Guillemeau, hamilelik belirtilerinin gözlerde görülebileceğini savundu. Oftalmoloji alanında çalışan Guillemeau, hamileliğin ikinci ayında kadınların gözbebeklerinin küçüldüğünü, göz kapaklarının düştüğünü ve göz çevresindeki damarların şiştiğini iddia etti.

Bu argümanlar ne kadar gerçekçi olmasa da, Guillemeau’nun bir noktada haklı olduğu varsayılabilir, çünkü hamilelik sırasındaki göz değişiklikleri kadınların görme yeteneğini etkileyebilir.

Anahtar testi:

15. yüzyılın sonlarında ortaya çıkan The Distaff Gospels adlı eser, kadın sağlığı hakkında bilgiler vermektedir. Çalışmada dikkat çekici bir gebelik testi yolu da yer alıyor.

Yazar, bir kadının bir leğene işemesini ve ardından hamilelik durumunu belirlemek için içine bir mandal veya anahtar bırakmasını tavsiye ediyor.

Bu testte bir anahtar kullanılabilse de, mandalın kullanılması daha uygun bir seçimdir. Test için mandalın idrarlı leğende 3-4 saat bekletilmesi gerekir. Bu süre sonunda idrar dökülür ve mandal çıkarılır. Küvette mandal izi kalırsa kadının hamile olduğu anlaşılır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu