Hayri Kozanoğlu: ‘Geçimini kazananları zorlu bir kış bekliyor’
Ekonomist Hayri Kozanoğlu, yıl sonuna doğru ekonomik büyümenin yavaşladığını, istihdamda azalma ve imalat sanayinde sakinlik yaşandığını belirterek, konut satışlarının azalmasıyla birlikte katı mallara olan talebin de azaldığına dikkat çekti. Kozanoğlu, kasım ayında ekonominin iki kırılma noktasının eşiğinde olacağını belirtti.
Hayri Kozanoğlu’nun “Ekonomide soğuma işaretleri” başlıklı yazısının ilgili kısmı şöyle:
“Ekonomide büyüme paritesinin sonuna yaklaşıyoruz. Yani seçimlerden sonra ödemeler dengesi krizini önlemek ve ne pahasına olursa olsun yabancı sermayeyi ülkeye çekmek misyonuyla Mehmet Şimşek-Gaye Erkan ekibi atandı. ‘Sıcak paranın’ ilk talebi uygun döviz kurundan girebilmektir.” Döviz yerini dövize bıraktı, lira büyük değer kaybı yaşadı. Ayrıca enflasyonun kontrol altına alınması ve liranın az çok istikrara kavuşturulması gerekiyordu. Bunu sağlamanın tek yolu ise faiz oranlarının artırılması ve büyüme ivmesinin temel kaynağı olan özel tüketim talebinin azaltılmasıydı.
Politika faizi yüzde 35’e çıkarıldı ve buna bağlı olarak geçtiğimiz hafta tüketici kredisi faizleri yüzde 60’a, konut kredisi faizleri yüzde 45’e, ticari kredi faizleri ise yüzde 51’e yükseldi. Yani ya finansal koşulların çok uygun olması nedeniyle alımlarını öne çıkaran ya da sırf bu motivasyonla mal ve hizmetlere talep yaratan toplumun varlıklı kesimleri kredi piyasasından çekilmeye başladı. Nitekim birazdan detayına gireceğimiz gibi bu kümelenme için özellikle prestijli olan ve taksitli alımların yapıldığı konut, otomotiv ve beyaz eşya sektörlerinde yavaşlama belirginleşti.
İKİ KIRILMA NOKTASI
TCMB muhtemelen kasım ayında faiz artırımına devam edecek. 2023’ü yüzde 40 civarında bir oranla kapatacak. İşte o zaman iki kırılma noktasının eşiğine geleceğiz. Bunlardan ilki, şu anda aylık yüzde 3,66 olan kredi kartı (KK) faiz oranlarının yüzde 4’e yaklaşması, dolayısıyla yıllık bileşik faizin yüzde 60’a dayanması. Bu durumda çaresiz kalanlar borçlanarak harcamaya devam edecek. Takipteki borç oranları giderek artacak. İkincisi, mevduat faizlerinin yüzde 50’nin üzerine çıkması sonucunda enflasyondan korunmak için harcamalarını öne çıkaran ve mal ve hizmet satın almaya odaklananlar, tasarruflarını son dönemde getirisi artan mevduata ya da devlet tahviline park edecek.
YAVAŞLAMA ENFLASYON RAPORUNA DA YANSIDI
Bu koşullar altında ekonomik büyüme ancak üretimin dış pazarlara yönlendirilmesiyle canlı tutulabilir. Bunun şartı ise liradaki değer kaybının hızlanması ve buna bağlı olarak döviz cinsinden emek maliyetinin azalmasıdır. Döviz kurunun çok fazla artması ve pasifliği nedeniyle enflasyonu beslemesi nedeniyle bu yöntem tercih edilmiyor. Şimşek’in fiyatları gelecek enflasyona göre belirleme önerisi, özellikle 2024 için yüzde 36 olarak güncellenen enflasyon iddiasının hiç de gerçekçi olmaması nedeniyle toplumsal tepkilerin artmasına kaçınılmaz olarak yol açacaktır. Özellikle baz fiyatın enflasyonun oldukça gerisinde kalması, borçlanma ve harcama yolunun tıkandığı koşullarda ekonominin yeterince soğumasını sağlayacaktır. Nitekim dördüncü Enflasyon Raporu’ndaki enflasyon varsayımları grafiğinde, 2024 yılının 6. ayından itibaren çıktı açığının negatif bölgeye geçeceği açıkça görülüyor. Bu konunun gerçek hayata yansıması, TCMB’nin de büyüme öngörüsünde bulunduğunu gösteriyor. potansiyelinin altında kalacaktır. Bu buz gibi durumun henüz Cumhurbaşkanına tam olarak anlatılmamış olması şüphe uyandırıyor.” (HABER MERKEZİ)